B.E.-Yeni kaset var mı?
A-Yeni kaset 17 aralıkta çıktı.
B.E.-Peki klip olayına girecek misiniz
?
A-Önümüzdeki hafta herhalde.
Çünkü durgun bu aralar. Ramazan geliyor,yılbaşı gelecek. Kaset piyasası durgun.
B.E.-Herhalde yakında konserler artar?
A-Bayramda olur ramazan sonunda.
Çünkü her yerde bayağı bir durguluk var. Hatta kaset çıkmayacaktı. Biz en azında
bu sene çıksın dedik. Ama CD yılbaşından sonra çıkacak.
B.E.-Değişiklik var mı diğer
kasetlere göre?
A-Evet albüm akustik. Unplugged. Eski
parçalar da var. Dört tane yeni parça da var. Yeni parçalar akustik versiyona göre
yapıldığı için heavy değil. Bir tane ballad var. Diğer üçü normal tempoda.
B.E.-İngilizce düşündünüz mü?
A-Hayır. Zaten onu yurtdışı için
yapmak lazım. Yurtdışından henüz öyle bir teklif gelmedi. Bir teklif gelirse
İngilizce de yapılabilir. Bizim önemli olan müzik. Başka dillere çevrilen
parçalarda sözlerin anlamları biraz değişir. Her dilde aynı anlamı veremezsin.
Kelimeleri de değiştirmek gerekir. Uymayan kelimeler geldiği zaman anlamda değişir.
B.E.-zaten Türkçe rock yaparken
sözleri müziğe uydurmak zor. Bayağı, kaba, uyumsuzluk söz konusu.
A-Tabi. Dilin yapısından biraz zor
oluyor. Türkçe buna müsait bir dil değil. Ama Asım Can bunu çok iyi yapıyor. Bunu
hep söyleriz. Bizlerin sözleri uydurma tekniğiyle İngilizce biraz değişik. Melodiyi
hece bölerek verebiliyorlar. Ama bizde TRT den gelme bir kural vardır. Kelimeyi
böldüğün zaman anlamını kaybediyor, biz bölmemeye çalışıyoruz. Yabancılar
bölüyorlar ve bu kabalıkta kalkıyor, akıcı oluyor.
B.E.-Gurup olarak aşk şarkılarının
yanında toplumsal sorunları da içeren şarkılar yapmayı da düşünüyor musunuz?
A-Bizim tarzımız şöyle. Önce
müziği yapıyoruz sonra üzerine söz yazıyoruz. Eğer müziği yaptığımız zaman
başımızdan önemli, bizi etkileyecek bir olay geçmiş ise muhakkak bu konu hakkında
söz yazılır, ama çok etkileyecek bir şey olmadıysa herhangi bir şey hakkında
yazılır. Çok etkileyecek bir şey olmadıysa ...
B.E.-Peki gündemde çok etkileyecek
bir şeyler olmuyor mu?
A-.Oluyor da bizi etkileyecek şeyler
olması lazım. Çünkü sözü yapan insan önemlidir orada. İnsan bir şeyi
hissediyorsa o konu hakkında yazar. Herkesin ilgi alanı farklıdır. Sizde biliyorsunuz.
Her şey herkesi etkilemez. İlla ki gruplar haberleri yansıtmak zorunda da değil.
Onları ne etkiliyorsa onu yazarlar.
B.E.-O zaman kendinizi siyasi
düşüncelerden arındırmış, sadece alakadar olduğunuz konularla ilgilisiniz.
A-Biz zaten bu konulara girmek
istemedik. Çünkü o bizim işimiz değil. İnsanları yanıltmak veya farklı şeyler
düşündürmek istemedik. Çünkü herkesin zaten bir siyasi görüşü vardır. Biz
onların üstüne kalkıp ta bir şeyler söylersek o insanların fikirleri de
değişebilir, biz onu tercih etmedik. Yapanda var zaten.
B.E.-Ama tepkisiz kalmaktansa ...
A-Tepkisiz kalmak değil. Biz tepkimizi
aramızda gösteririz veya herhangi bir yerde gösteririz ama bunu müziğe yansıtmak
istemiyoruz. Müzik bizim için daha farklı.
B.E.-Peki ne tür tepki verebilirsiniz
ki?
A-Her tür tepki verebilirim bir birey
olarak. Ama bunu yansıtmak zorunda değilim. Müziğe yansıtmada, zaten bizim grubu
dinleyen kişiler sayılı. Yani bizi on milyon insan kişi dinlemiyor. Dinleyen diyelim
ki yüz bin insan var. Zaten o konu hakkında bir şeyler biliyor. Bilgili insanlar yani.
Kara cahil değiller onlar zaten tepkilerini veriyorlardır. Bir daha bizim onların
üzerine gidip bir şey söylememize gerek yok zannediyoruz.
B.E.-En kalabalık konsere kaç kişi
geldi?
A-En kalabalık olan her halde
Ankara’da Hangar -şimdi Saklıkent- oldu. Oradaki konserde 800 kişi falan vardı. Tabi
iki sene önce yılbaşında Saklıkent ’te ki konseri saymıyorum. Orada 4500 kişi
vardı ama bize gelmediler. Yılbaşı diye geldiler. Bizi görünce sevindiler. Sevinende
vardı belki de bunlar nereden çıktı diyende. Çünkü Acil Servis ‘te vardı o
konserde. Birde Afyon’da vardı.4000 kişi gelmişti. Ama valilik düzenlemişti,zorla
sattılarsa biletleri. Polis okulu falan vardı,hemşire,doktor. Halkta vardı da onlar
sayılmazdı herhalde o kalabalıkta.
B.E.-Peki İ.Ü. de konser vermeyi
düşünür müsünüz? Hatta Fen Fakültesi konser salonun da?
A-Fen Fakültesi Beyazıt’ta mı?
Olur olay çıkmayacaksa neden olmasın? Biz şimdiye kadar üniversitelerde konser
vermedik. Çünkü müzik kulüpleri hep aynı şeyleri söylediler. ” Bizler para
veremiyoruz,ses düzenimiz de yok. ” Bütün okullar aynı durumda. Spor salonu vardı
İ.Ü. bünyesinde vatan caddesindeydi. Orada bir konser oldu. Bir gün Kargo,bir gün
Kramp çıktı. Biz Objektif ile aynı günde çıktık. Spor salonu olması önemli
değil ses düzeni de geldi. Ama bakıyorsun seyirciye 15-20 kişi var. 15-20 kişi için
mi bunca şey ? Hiç yapılmasın daha iyi. Gerçekten konser olmasını istiyorlarsa
olur.
B.E.-İnsanlar kesinlikle konser
istiyor.
A-O her yerde öyle. Arkadaşlarla
başka bir grupla Edirne’ye gittim. Bir bardan teklif gelmişti,hadi dedim bende geleyim
sizle. Bardan giriş ücreti alıyorlar,olabilir. Bir milyon içeride içkisini de
içiyor. Üç gün oradaydık toplasan yirmi kişi geldi. Adı duyulmuş bir grup değil
ama Edirne’ye bir rock grubu gelmiş insanlar müzik dinlemek istiyor. Ne kadar
istediklerini gördük. Yukarıda bir bar vardı 250.000 liraya bira satan orası ağzına
kadar dolu. Biz aşağıda canlı müzik yapıyoruz dedim. Biri Whisky olarak Edirne’ye
gelir misiniz? Dedi. Vallahi kusura bakma geleceğimiz en son yer Edirne olur dedim. Siz
araştırma yapın gerçekten gelmek istiyorlarsa,geliriz. Çünkü siz zor durumda
kalacaksınız,batan siz olacaksınız. Ben inanmıyorum artık insanların konsere
geleceğine. Çünkü insanlar bara gidip 2-3 bira içip müzik dinlemeyi tercih ediyor
benim kanımca. Yani konserlerden de bu belli oluyor.
B.E.-Solo ağırlıklı şarkılar
yapmayı düşünüyor musunuz?
A-Onu yapmak lazım. Zaten
“Yabancılar” ın sonunda -geçen albüm- öyle bir parça vardı. Geçen albümde
yapıyorduk. Konserde bas ve davul kalıyorduk. Seyircinin ve ya bizim durumumuza göre
solo atıyorduk. Onun dışında pek yapmadık belki bu yeni albümde yaparız.
B.E.-Caz dinliyor musunuz?
A-Alıp ta dinlemem. Ama elime geçiyor
sonuçta. Çok fanatiği değilim ama dinliyorum. Cazın türleri var. Benim dinlediğim
daha rock a yakın. Gitar virtüözlerinin,bas virtüözlerinin ve ya çok iyi
davulcuların takıldığı tarz. Zaten çaldığın enstrümanda ilerlemek istiyorsan
farklı müzikler dinlemek zorundasın. Hep aynı şeyi dinlersen çalacak bir şey
bulamazsın. Farklı müzikler dinlemelisin ki onlardan esintiler alıp,kendi müziğinde
ve tekniğinde faydalanasın.
B.E.-Yabancı gruplardan kimleri
dinliyorsunuz?
A-Biraz karışık dinliyoruz. Belirli
bir grup yok. Fazla takip edemiyoruz. Akmar’ın önünde Metin bize şunlar çıktı
diyor,veriyor. Bizde dinliyoruz. Ben Stratovarius’u beğendim. Dream Teather elemanları
karışık bir şey yapmışlar onu beğendim. Onun dışında Savatage dinleriz.
B.E.-Runnig Wild ?
A-Son albümünü dinlemedim. Ondan
önce dinlerdim. Ama bazen biraz sıkıcı oluyor. Hep aynı melodi hep aynı 6/8 filan.
B.E.-Ne zaman davula başladın?
A-86’da başladım. Lisede.
B.E.-Neden davul?
A-Onu becerdim. Bas gitara merak
sardım,onu beceremedim. Aslında davulcu olmak istiyormuşum ben. Bir kaç hafta basla
uğraştım,baktım olmuyor. Davulla ilgilendim. |
B.E.-Pat diye twin pedaldan mı başladın?
A-Yok terlik,askı sopası,yatak ilk
davulum. Tahta askılar vardır ya. Ortasındaki sopaları söktüm evde. Terlikle de yere
vuruyordum. İyi ses çıkartıyordu. Öyle başladım. Sonra lisede davul vardı. Zor,zor
izin alıp oraya giriyorduk. Orada biraz çalmaya başladım,ama tutmuyor. Evde
çaldığını zannediyorsun da davulun başındayken hiçbir şey çalmadığını
anlıyorsun. Abuk subuk sesler çıkıyor. Sonra sesten korkuyorsun vuramıyorsun.
Yavaş,yavaş deneye yanıla öğrendik bir şeyler.
B.E.-İlk davulunu ne zaman aldın?
A-Whisky’e girdiğim zaman. Hatta
rahmetli Kamil abinin evinde prova yapıyorduk. Arkadaşımda kendi yaptığı bir etüt
davulu vardı. Onu ödünç aldım kurdum eve. O zamanlar Kadıköy’de fazla prova
stüdyosu da yoktu. Bir Atlantis vardı sağ kalan. Bu nedenle onun evinde yapıyorduk.
Sonra artık konserlere başlayacağız dedi alındı davul. Yıldırım abiye gittik.
İşte şu renk olsun falan diye beğendim. Taksitle aldık. O zaman 2 milyon 150 bin lira
mı neydi. 92 de davulu aldım. Davula başladıktan altı sene sonra.
B.E.-Şu an ki gruplar hakkında ne
düşünüyorsun ?
A-Ben dikeni beğeniyorum. Gerçi
kaseti yeni çıktı,eskiden beri varolan bir grup.
B.E.-Sanırım Mimar Sinan grafikte
okuyorsun ? Neden grafik ?
A-Aslında seçim yaparken fazla
araştırmadım. Onun hatasını da şimdi çekiyorum. Beş yaşımdan beri resim
yapıyorum. Lisedeyken sergi açtım hatta. Lise sondaki resim öğretmenim çok iyiydi,o
gaza getirdi falan. Bayağı çizdiğim için bari onunla ilgili bir yere gireyim dedim.
İşte güzel sanatlar grafik olur,resim olur. O zamanlar Whisky’de değildim. Grafikte
daha fazla iş imkanı olur dediler. Bende grafiği yazdım zaten resim bölümünü
kazanamadım. Oradaki çizgi arayışı daha farklı.
B.E.-Bu işle uğraşmayı
düşünüyor musun?
A-Yok zaten şu an grafikten nefret
ediyorum.
B.E.-Son okuduğun kitap?
A-Özcan KÖKNEL’in “Şiddet”
diye bir kitabı vardı. Şiddetin sebeplerini okudum. Şimdi ruh ve bilime başladım.
B.E.-Davul dışında bir şey
çalıyor musun?
A-Hayır.
B.E.-Yurt dışı için herhangi bir
çalışmanız varmı?
A-Bize herhangi bir teklif gelmedi.
B.E.-Peki siz bir girişimde bulundunuz
mu?Mesela Pentagram Raks’ı tavladı.
A-Çalıştık ama bizim şansımız
yeterli olmadı. Çok iyi Pentagram’ı çıkardınız,çok iyi prodüksiyon filan. Onlar
işte biz çok para harcadık daha harcadığımız parayı çıkartamadık bu nedenle bir
daha rock grubu çıkartmayacağız dediler. Bunu söyleyen kişiler de eski rockçular.
Whisky’i ilk kasetinden beri tanıyan insanlar. Adam diyor biz ticari bir kuruluşun
içindeyiz,biz burada maaşlı çalışıyoruz,şirketimizi ileriye götürmemiz lazım.
Belli bir yere kadar dayanabiliriz. O atılımı da Pentagram ile yaptık zaten. Ama daha
fazlasını yapamıyoruz dediler. Egoist,Acil Servis falan hepsi Raks bünyesinde
çıktı. Bir tek Pentagram tuttu arasında. Çünkü Pentagram daha önce de bilinen bir
grup. Acil Servis bardan yetişme bir gruptu ama kitlesi yoktu. İstanbul dışında
insanların tanıdığını zannetmiyorum o zamanlar. Egoist toplama bir gruptu ilk defa
insanların karşısına çıkan kitlesi olmayan bir gruptu. Onlarında tutmaması doğal.
Yapılan işte iyiydi. Benim olmadığım Whisky çok eski ve kitlesi olan bir grup
olmasına rağmen kaset çıkarmadıklarına göre bir bildikleri vardır diye
düşünüyoruz.
B.E.-Teşekkürler.
A-Ben teşekkür ederim.
Hazırlayan : Belkıs ATASEVER , Esra
KARADURMUŞ
FA'NIN AZİZLİĞİ
Kalın ve korkak bir nota
başlar mavi limanda gün : güneşin gam'a başlamasıyla. Mavi limanın sessizliği
notların ölçüsüne göre değişir.
İskelenin kıyısında ki dalga sesleri güzel ritimlerin
başlangıcı sanki.
Gam devam ediyor. Mavi liman hala sessiz. Demek ki gelmedi!
Limanın sessizliğini bozmak zor böyle bir gam'ın
yanında. Gam devam ediyor ve fa. Fa her zaman mavi limanda, sessizliğin yerine ritimleri
bıraktığı zamandır. Evet martılar konuşuyor birbirleri ile,
Biri dışında.
Mavi limanda gam devam ediyor herkes limanda iken. Bitimler
karmaşası içinde ince bir "re" ile bütün tınılar son hızı ile
tükeniyor.
Ama hala gelmedi!
Artık gam sona eriyor. İkinci "la" ikinci
"sol" !
Mavi liman hala sessiz. Sessizlik bozulmuyor bu büyük
gam'ın yanında.
Ve ikinci "fa". Fa. Fa'nın azizliği bu,geldi!
Mavi limanda yeni bir gam başlıyor. Kalın,istekli ve gür
bir "do" ile.
Mavi limanda gam devam ediyor. İkinci "mi".
Neredeyse gam bitti. Yeni gam'ın dışında.
Yeni gam'da hızlı hızlı büyük gam'ın sessizliğini
bozuyor.
Evet mavi limanda.
Yeni gam ve diğer ritimlere başkaldırırcasına,üstün
olduğunu gösterircesine büyük gam'ı bastırıyor.
Geldiğimden beri bakmadığım bir iskele kaldı.
İskeleye bakıyor siyah gözleri. Mavi limanı seyrediyor.
Mavi limanda gam'lar bitti. Kalın iki "do" ile.
Sessizlik hakim.
O'da gidiyor! Güneş batıyor!
Mavi liman sadece onun 17 notasını bekliyor artık.
Mavi limanda güneş doğuyor.Gamlar başlıyor.
Sessizliği artık yeni gam ayarlıyor. Evet o artık
iskelede oturuyor ...
Mustafa Bülent Aşçı |