00073.jpg (4797 bytes)

B.E.-Yeni kaset var mı?

A-Yeni kaset 17 aralıkta çıktı.

B.E.-Peki klip olayına girecek misiniz ?

A-Önümüzdeki hafta herhalde. Çünkü durgun bu aralar. Ramazan geliyor,yılbaşı gelecek. Kaset piyasası durgun.

B.E.-Herhalde yakında konserler artar?

A-Bayramda olur ramazan sonunda. Çünkü her yerde bayağı bir durguluk var. Hatta kaset çıkmayacaktı. Biz en azında bu sene çıksın dedik. Ama CD yılbaşından sonra çıkacak.

B.E.-Değişiklik var mı diğer kasetlere göre?

A-Evet albüm akustik. Unplugged. Eski parçalar da var. Dört tane yeni parça da var. Yeni parçalar akustik versiyona göre yapıldığı için heavy değil. Bir tane ballad var. Diğer üçü normal tempoda.

B.E.-İngilizce düşündünüz mü?

A-Hayır. Zaten onu yurtdışı için yapmak lazım. Yurtdışından henüz öyle bir teklif gelmedi. Bir teklif gelirse İngilizce de yapılabilir. Bizim önemli olan müzik. Başka dillere çevrilen parçalarda sözlerin anlamları biraz değişir. Her dilde aynı anlamı veremezsin. Kelimeleri de değiştirmek gerekir. Uymayan kelimeler geldiği zaman anlamda değişir.

B.E.-zaten Türkçe rock yaparken sözleri müziğe uydurmak zor. Bayağı, kaba, uyumsuzluk söz konusu.

A-Tabi. Dilin yapısından biraz zor oluyor. Türkçe buna müsait bir dil değil. Ama Asım Can bunu çok iyi yapıyor. Bunu hep söyleriz. Bizlerin sözleri uydurma tekniğiyle İngilizce biraz değişik. Melodiyi hece bölerek verebiliyorlar. Ama bizde TRT den gelme bir kural vardır. Kelimeyi böldüğün zaman anlamını kaybediyor, biz bölmemeye çalışıyoruz. Yabancılar bölüyorlar ve bu kabalıkta kalkıyor, akıcı oluyor.

B.E.-Gurup olarak aşk şarkılarının yanında toplumsal sorunları da içeren şarkılar yapmayı da düşünüyor musunuz?

A-Bizim tarzımız şöyle. Önce müziği yapıyoruz sonra üzerine söz yazıyoruz. Eğer müziği yaptığımız zaman başımızdan önemli, bizi etkileyecek bir olay geçmiş ise muhakkak bu konu hakkında söz yazılır, ama çok etkileyecek bir şey olmadıysa herhangi bir şey hakkında yazılır. Çok etkileyecek bir şey olmadıysa ...

B.E.-Peki gündemde çok etkileyecek bir şeyler olmuyor mu?

A-.Oluyor da bizi etkileyecek şeyler olması lazım. Çünkü sözü yapan insan önemlidir orada. İnsan bir şeyi hissediyorsa o konu hakkında yazar. Herkesin ilgi alanı farklıdır. Sizde biliyorsunuz. Her şey herkesi etkilemez. İlla ki gruplar haberleri yansıtmak zorunda da değil. Onları ne etkiliyorsa onu yazarlar.

B.E.-O zaman kendinizi siyasi düşüncelerden arındırmış, sadece alakadar olduğunuz konularla ilgilisiniz.

A-Biz zaten bu konulara girmek istemedik. Çünkü o bizim işimiz değil. İnsanları yanıltmak veya farklı şeyler düşündürmek istemedik. Çünkü herkesin zaten bir siyasi görüşü vardır. Biz onların üstüne kalkıp ta bir şeyler söylersek o insanların fikirleri de değişebilir, biz onu tercih etmedik. Yapanda var zaten.

B.E.-Ama tepkisiz kalmaktansa ...

A-Tepkisiz kalmak değil. Biz tepkimizi aramızda gösteririz veya herhangi bir yerde gösteririz ama bunu müziğe yansıtmak istemiyoruz. Müzik bizim için daha farklı.

B.E.-Peki ne tür tepki verebilirsiniz ki?

A-Her tür tepki verebilirim bir birey olarak. Ama bunu yansıtmak zorunda değilim. Müziğe yansıtmada, zaten bizim grubu dinleyen kişiler sayılı. Yani bizi on milyon insan kişi dinlemiyor. Dinleyen diyelim ki yüz bin insan var. Zaten o konu hakkında bir şeyler biliyor. Bilgili insanlar yani. Kara cahil değiller onlar zaten tepkilerini veriyorlardır. Bir daha bizim onların üzerine gidip bir şey söylememize gerek yok zannediyoruz.

B.E.-En kalabalık konsere kaç kişi geldi?

A-En kalabalık olan her halde Ankara’da Hangar -şimdi Saklıkent- oldu. Oradaki konserde 800 kişi falan vardı. Tabi iki sene önce yılbaşında Saklıkent ’te ki konseri saymıyorum. Orada 4500 kişi vardı ama bize gelmediler. Yılbaşı diye geldiler. Bizi görünce sevindiler. Sevinende vardı belki de bunlar nereden çıktı diyende. Çünkü Acil Servis ‘te vardı o konserde. Birde Afyon’da vardı.4000 kişi gelmişti. Ama valilik düzenlemişti,zorla sattılarsa biletleri. Polis okulu falan vardı,hemşire,doktor. Halkta vardı da onlar sayılmazdı herhalde o kalabalıkta.

B.E.-Peki İ.Ü. de konser vermeyi düşünür müsünüz? Hatta Fen Fakültesi konser salonun da?

A-Fen Fakültesi Beyazıt’ta mı? Olur olay çıkmayacaksa neden olmasın? Biz şimdiye kadar üniversitelerde konser vermedik. Çünkü müzik kulüpleri hep aynı şeyleri söylediler. ” Bizler para veremiyoruz,ses düzenimiz de yok. ” Bütün okullar aynı durumda. Spor salonu vardı İ.Ü. bünyesinde vatan caddesindeydi. Orada bir konser oldu. Bir gün Kargo,bir gün Kramp çıktı. Biz Objektif ile aynı günde çıktık. Spor salonu olması önemli değil ses düzeni de geldi. Ama bakıyorsun seyirciye 15-20 kişi var. 15-20 kişi için mi bunca şey ? Hiç yapılmasın daha iyi. Gerçekten konser olmasını istiyorlarsa olur.

B.E.-İnsanlar kesinlikle konser istiyor.

A-O her yerde öyle. Arkadaşlarla başka bir grupla Edirne’ye gittim. Bir bardan teklif gelmişti,hadi dedim bende geleyim sizle. Bardan giriş ücreti alıyorlar,olabilir. Bir milyon içeride içkisini de içiyor. Üç gün oradaydık toplasan yirmi kişi geldi. Adı duyulmuş bir grup değil ama Edirne’ye bir rock grubu gelmiş insanlar müzik dinlemek istiyor. Ne kadar istediklerini gördük. Yukarıda bir bar vardı 250.000 liraya bira satan orası ağzına kadar dolu. Biz aşağıda canlı müzik yapıyoruz dedim. Biri Whisky olarak Edirne’ye gelir misiniz? Dedi. Vallahi kusura bakma geleceğimiz en son yer Edirne olur dedim. Siz araştırma yapın gerçekten gelmek istiyorlarsa,geliriz. Çünkü siz zor durumda kalacaksınız,batan siz olacaksınız. Ben inanmıyorum artık insanların konsere geleceğine. Çünkü insanlar bara gidip 2-3 bira içip müzik dinlemeyi tercih ediyor benim kanımca. Yani konserlerden de bu belli oluyor.

B.E.-Solo ağırlıklı şarkılar yapmayı düşünüyor musunuz?

A-Onu yapmak lazım. Zaten “Yabancılar” ın sonunda -geçen albüm- öyle bir parça vardı. Geçen albümde yapıyorduk. Konserde bas ve davul kalıyorduk. Seyircinin ve ya bizim durumumuza göre solo atıyorduk. Onun dışında pek yapmadık belki bu yeni albümde yaparız.

B.E.-Caz dinliyor musunuz?

A-Alıp ta dinlemem. Ama elime geçiyor sonuçta. Çok fanatiği değilim ama dinliyorum. Cazın türleri var. Benim dinlediğim daha rock a yakın. Gitar virtüözlerinin,bas virtüözlerinin ve ya çok iyi davulcuların takıldığı tarz. Zaten çaldığın enstrümanda ilerlemek istiyorsan farklı müzikler dinlemek zorundasın. Hep aynı şeyi dinlersen çalacak bir şey bulamazsın. Farklı müzikler dinlemelisin ki onlardan esintiler alıp,kendi müziğinde ve tekniğinde faydalanasın.

B.E.-Yabancı gruplardan kimleri dinliyorsunuz?

A-Biraz karışık dinliyoruz. Belirli bir grup yok. Fazla takip edemiyoruz. Akmar’ın önünde Metin bize şunlar çıktı diyor,veriyor. Bizde dinliyoruz. Ben Stratovarius’u beğendim. Dream Teather elemanları karışık bir şey yapmışlar onu beğendim. Onun dışında Savatage dinleriz.

B.E.-Runnig Wild ?

A-Son albümünü dinlemedim. Ondan önce dinlerdim. Ama bazen biraz sıkıcı oluyor. Hep aynı melodi hep aynı 6/8 filan.

B.E.-Ne zaman davula başladın?

A-86’da başladım. Lisede.

B.E.-Neden davul?

A-Onu becerdim. Bas gitara merak sardım,onu beceremedim. Aslında davulcu olmak istiyormuşum ben. Bir kaç hafta basla uğraştım,baktım olmuyor. Davulla ilgilendim.

 

B.E.-Pat diye twin pedaldan mı başladın?

A-Yok terlik,askı sopası,yatak ilk davulum. Tahta askılar vardır ya. Ortasındaki sopaları söktüm evde. Terlikle de yere vuruyordum. İyi ses çıkartıyordu. Öyle başladım. Sonra lisede davul vardı. Zor,zor izin alıp oraya giriyorduk. Orada biraz çalmaya başladım,ama tutmuyor. Evde çaldığını zannediyorsun da davulun başındayken hiçbir şey çalmadığını anlıyorsun. Abuk subuk sesler çıkıyor. Sonra sesten korkuyorsun vuramıyorsun. Yavaş,yavaş deneye yanıla öğrendik bir şeyler.

B.E.-İlk davulunu ne zaman aldın?

A-Whisky’e girdiğim zaman. Hatta rahmetli Kamil abinin evinde prova yapıyorduk. Arkadaşımda kendi yaptığı bir etüt davulu vardı. Onu ödünç aldım kurdum eve. O zamanlar Kadıköy’de fazla prova stüdyosu da yoktu. Bir Atlantis vardı sağ kalan. Bu nedenle onun evinde yapıyorduk. Sonra artık konserlere başlayacağız dedi alındı davul. Yıldırım abiye gittik. İşte şu renk olsun falan diye beğendim. Taksitle aldık. O zaman 2 milyon 150 bin lira mı neydi. 92 de davulu aldım. Davula başladıktan altı sene sonra.

B.E.-Şu an ki gruplar hakkında ne düşünüyorsun ?

A-Ben dikeni beğeniyorum. Gerçi kaseti yeni çıktı,eskiden beri varolan bir grup.

B.E.-Sanırım Mimar Sinan grafikte okuyorsun ? Neden grafik ?

A-Aslında seçim yaparken fazla araştırmadım. Onun hatasını da şimdi çekiyorum. Beş yaşımdan beri resim yapıyorum. Lisedeyken sergi açtım hatta. Lise sondaki resim öğretmenim çok iyiydi,o gaza getirdi falan. Bayağı çizdiğim için bari onunla ilgili bir yere gireyim dedim. İşte güzel sanatlar grafik olur,resim olur. O zamanlar Whisky’de değildim. Grafikte daha fazla iş imkanı olur dediler. Bende grafiği yazdım zaten resim bölümünü kazanamadım. Oradaki çizgi arayışı daha farklı.

B.E.-Bu işle uğraşmayı düşünüyor musun?

A-Yok zaten şu an grafikten nefret ediyorum.

B.E.-Son okuduğun kitap?

A-Özcan KÖKNEL’in “Şiddet” diye bir kitabı vardı. Şiddetin sebeplerini okudum. Şimdi ruh ve bilime başladım.

B.E.-Davul dışında bir şey çalıyor musun?

A-Hayır.

B.E.-Yurt dışı için herhangi bir çalışmanız varmı?

A-Bize herhangi bir teklif gelmedi.

B.E.-Peki siz bir girişimde bulundunuz mu?Mesela Pentagram Raks’ı tavladı.

A-Çalıştık ama bizim şansımız yeterli olmadı. Çok iyi Pentagram’ı çıkardınız,çok iyi prodüksiyon filan. Onlar işte biz çok para harcadık daha harcadığımız parayı çıkartamadık bu nedenle bir daha rock grubu çıkartmayacağız dediler. Bunu söyleyen kişiler de eski rockçular. Whisky’i ilk kasetinden beri tanıyan insanlar. Adam diyor biz ticari bir kuruluşun içindeyiz,biz burada maaşlı çalışıyoruz,şirketimizi ileriye götürmemiz lazım. Belli bir yere kadar dayanabiliriz. O atılımı da Pentagram ile yaptık zaten. Ama daha fazlasını yapamıyoruz dediler. Egoist,Acil Servis falan hepsi Raks bünyesinde çıktı. Bir tek Pentagram tuttu arasında. Çünkü Pentagram daha önce de bilinen bir grup. Acil Servis bardan yetişme bir gruptu ama kitlesi yoktu. İstanbul dışında insanların tanıdığını zannetmiyorum o zamanlar. Egoist toplama bir gruptu ilk defa insanların karşısına çıkan kitlesi olmayan bir gruptu. Onlarında tutmaması doğal. Yapılan işte iyiydi. Benim olmadığım Whisky çok eski ve kitlesi olan bir grup olmasına rağmen kaset çıkarmadıklarına göre bir bildikleri vardır diye düşünüyoruz.

B.E.-Teşekkürler.

A-Ben teşekkür ederim.

 

 

Hazırlayan : Belkıs ATASEVER , Esra KARADURMUŞ

 

 

FA'NIN AZİZLİĞİ

 

Kalın ve korkak bir nota başlar mavi limanda gün : güneşin gam'a başlamasıyla. Mavi limanın sessizliği notların ölçüsüne göre değişir.

İskelenin kıyısında ki dalga sesleri güzel ritimlerin başlangıcı sanki.

Gam devam ediyor. Mavi liman hala sessiz. Demek ki gelmedi!

Limanın sessizliğini bozmak zor böyle bir gam'ın yanında. Gam devam ediyor ve fa. Fa her zaman mavi limanda, sessizliğin yerine ritimleri bıraktığı zamandır. Evet martılar konuşuyor birbirleri ile,

Biri dışında.

Mavi limanda gam devam ediyor herkes limanda iken. Bitimler karmaşası içinde ince bir "re" ile bütün tınılar son hızı ile tükeniyor.

Ama hala gelmedi!

Artık gam sona eriyor. İkinci "la" ikinci "sol" !

Mavi liman hala sessiz. Sessizlik bozulmuyor bu büyük gam'ın yanında.

Ve ikinci "fa". Fa. Fa'nın azizliği bu,geldi!

Mavi limanda yeni bir gam başlıyor. Kalın,istekli ve gür bir "do" ile.

Mavi limanda gam devam ediyor. İkinci "mi". Neredeyse gam bitti. Yeni gam'ın dışında.

Yeni gam'da hızlı hızlı büyük gam'ın sessizliğini bozuyor.

Evet mavi limanda.

Yeni gam ve diğer ritimlere başkaldırırcasına,üstün olduğunu gösterircesine büyük gam'ı bastırıyor.

Geldiğimden beri bakmadığım bir iskele kaldı.

İskeleye bakıyor siyah gözleri. Mavi limanı seyrediyor.

Mavi limanda gam'lar bitti. Kalın iki "do" ile. Sessizlik hakim.

O'da gidiyor! Güneş batıyor!

Mavi liman sadece onun 17 notasını bekliyor artık.

Mavi limanda güneş doğuyor.Gamlar başlıyor.

Sessizliği artık yeni gam ayarlıyor. Evet o artık iskelede oturuyor ...

Mustafa Bülent Aşçı

Home | Nöbetçi Eczane | Cleantone | News | E-Mail | Links

Back | Next