00093.jpg (4429 bytes) 00150.jpg (8041 bytes) 00094.jpg (3915 bytes)
(Drummer: Cenk Ümü)
B- Şarkılarınızda verdiğiniz mesajların tam olarak algılanabildiğine inanıyor musunuz?

C- Biz şu ana kadar 3 albüm birde konser albümü çıkardık. İlk albümümüzde pek bir mesaj verdiğimizi düşünmüyorum. Ama 2. ve 3. albümlerimizde bazı mesajlarımız olmuştur. Şarkı sözlerimizden anlaşılacağı üzere... Bizi gerçekten dinleyen seyircilerimiz bu mesajları algılamışlardır. En yoğun mesajlarımızın olduğu albüm 3. albüm Anatolia olmuştur bu arada.

B- Peki gerçek yaşamda bunları düşünüyor musunuz?

C- Biraz daha açar mısınız sorunuzu Belkıs Hanım. Mesela nasıl? Atıyorum 2. albümde savaşa karşı bazı sözler vardı. Bunun uygulanması derken savaşa hayır diye pankart açıp gösteri yapmayı mı kastediyorsunuz. Hayır bunu yapmıyoruz ama şarkı sözlerimizde anlatmaya çalışıyoruz.

B- İlk konseri nerede verdiniz?

C- İlk konseri eğer sayılırsa 1987 yılında düğün salonunda verdik. Ondan bir sene sonra asıl büyük konserimizi Kadıköy Moda sinemasında vermiştik. Bu konserden sonra zaten o sinema bir süre film gösteremez duruma geldi. Kesinlikle bayağı bir zarara girmiştik.

B- Konser hazırlıklarınız ne kadar zamanınızı alıyor?

C- Aslında birkaç ay önceden çalışmaya başlamıyoruz. Bir araya geldiğimizde yeni parçalara çalışıyoruz. Ama 15 gün sonra konser varsa, konserden bir hafta önce 3-4 prova ile konsere çıkabiliyoruz.

B- Grup içerisinde hiç büyük kavgalar oldu mu?

C- Kavga değil de zaman zaman tartışmalar olmuştur. Büyük konserler öncesinde yada albümler öncesinde. Ama öyle kavgalar değildi zaten öyle kavgalar olsaydı dostluğumuz bu kadar uzun yıllar devam etmezdi. On yılı devirdik. Albümden itibaren 10 yıl diyorum. Aslında öncesi de var. 15 yıla yakındır bir grubuz.

B- Aslında konserleriniz hakkında pek fazla bir bilgim yok ama Boğaziçi dışında kaç üniversite de konser verdiniz?

C- Şimdiye kadar Ankara’da üniversite konseri verdik, İstanbul’da Çapa’da bir konser verdik. Aslında Ankara’daki konserden sonra üniversitenin olduğu her yerde konser vermek istiyorduk. Hatta Van’dan tut Edirne’ye kadar her yerde konser vermek istiyorduk. Zaten bunu yapmak için en az seyircinin gelmesini de göze almıştık. Çünkü doğuya gittiğimizde onlara çok yabancı bir müzik gibi gelebilirdi. Fakat bunu yapabilmemiz için sponsor bir firma gerekiyordu. O sponsor firmayı da maalesef bulamadık.

B- Parasız olacaktı değil mi?

C- Evet. En azından yiyecek, içecek ve yol masraflarımızı karşılayacak bir sponsor firma aradık. İlk başta bulur gibi olduk ama sonra olmadı. Zaten ekonomik bazı olumsuzlukların olduğu bir döneme gelmişti. Artı bizim sponsor firma olarak gördüğümüz konser albümünün kapağı da diğer sponsor firmaları herhalde olumsuz yönde etkilemiştir.

B- Beğendiğin Türk grupları var mı?

C- Türkiye şartları, imkan var ama maddi bakımdan Türk grupları çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Buna rağmen çalışıp çabalayıp sesini duyurmaya çalışan Türk grupları arasında iki tanesini saymak haksızlık gibi geliyor bana.

B- Ama bazıları bu işi bu amaçla yapmıyor onları ayırmak gerekir.

C- Ben burada ticari, barlarda çalan sadece kendi besteleri değil de cover parçaları çalan grupları hariç tutuyorum. Benim kastettiğim gruplar kendi bestelerini yapıp kaset çıkartmak amacında olan, bir şirketle anlaşıp konserler vermek durumunda olan gruplar. Yoksa Metallica ve Nirvana coverları ile hiç bir yere gidilemez. Rock müziğinin ilerlemesine engellerden biride barlarda ki cover olaylarıdır. Zaten bar sahipleri o tarz grupları kendi barlarında çaldırtıyorlar. Seyircide zaten çok tembel davranıyor. Gidip iki bira içip orada dinlemeyi tabii bildiği şeyleri dinlemeyi tercih ediyor.

B- Ama Kronik’te şu an ticari amaçla barda çalan bir grup, ama daha önce çıkarttıkları bir kaset var.

C- Kronik farklı. Çünkü Kronik’te aynı maddi engellerle karşı karşıya. Bu maddi engelleri aşmak için bir yandan kendi bestelerini hazırlayıp yeni kaset çıkartmayı amaçlıyorlar. Kronik’i bu saydığım gruplardan ayrı tutmak lazım. Ki zaten hepsi çok iyi arkadaşım.

B- Ogün’ün kaseti hakkında ne düşünüyorsun?

C- Şu an tam dinlemedim ama bizim tarzımızdan biraz uzak bir şeyler yaptığını biliyorum. Yani eğer bizim tarzımızda değilse pek ilgilendirmiyor ama ona da başarılar dilerim.

B- Grup içindeyken de böyleydi herhalde.

C- Yoo. Aslında tam tersi Glam Rock falan dinlerdi. Heavy Rock dinlerdi. Beraber ortak sevdiğimiz bir sürü grup vardı. Ama bir şekilde yollarımız ayrıldı ve Murat grubumuza vokalist olarak katıldı.

B- Grup içerisinde farklı bir tarzda, mesela Punk dinleyen var mı?

C- Ogün’den önce Bartu varken vokalde. O zaman Punk etkisi vardı. Hatta Sex Pistols filan coverlar yapıyorduk konserlerde ama o zaman ki punk ile şu an ki punk çok farklı. O zaman ki punk çok daha realistti. Gerçek düşünceleri yansıtıyordu. Şu an ki gibi MTV yada başka listelerde yer almıyordu. Ticari bir hale düşmemişti. Zaten 78 ten sonra filan punk ilerledi. O zaman da başka tarz ticari gruplar olmuştu. Punk çok sivri duruyordu. Şu an da tam tersi punk’ı bayağı bir çiklet haline getirdiler.

B- Davula nasıl başladın?

C- Bende herkes gibi diğer davulculara özenerek başladım. Birkaç hayran olduğum isim vardır. Sen de “vay be! Acaba yapabilir miyim?” dersin. Oturup denersin, olursa olur, olmazsa olmaz. Bilmiyorum oldu, herhalde olduğu kadar gidiyor.

B- Pentagram’dan önce başka bir grupta çaldın mı?

C- Hayır.

B- En son hangi kitabı okudun?

C- Kitap mı? Hııh. Genel kültür sorularına mı geldik. Benim gerçekten kitap okumaya pek vaktim yok. Biliyorsun benim okuduğum gazeteleri de zaten. Tek boş vaktim vapurla karşıdan karşıya geçerken. O zaman elimde daha çok gazete oluyor. Sen bir kitap yazarsan ileride söz veriyorum okuyacağım.

B- Türkü seviyor musun? Kızılırmak? Yorum?

C- Ooo. Bayılırım. Zaten türkü patlaması da olduğu için çok sevinçliyim. Hep takip ediyorum. Ne güzel artık televizyonda ki müzik kanallarında türküler harika.

B- Ben onları kastetmiyorum. Kızılırmak, Yorum çok daha farklı bir yerde senin ne demek istediğimi anlama lazım.

C- Yani türkü demiyimde. Ben daha çok eski Türk Sanat Müziği şarkılarını seviyorum. Fasıl falan. Mesela bir gün vaktin varsa fasıla gidelim orada bütün şarkıları söylediğimi görünce şaşırabilirsin.

B- Peki hiç solo bir kaset yapmayı düşündün mü?

C- Eğer böyle bir kaset yapsaydım insanlar çok sıkılırdı.

B- İnsanların sıkılması önemli değil. Kendin için, egonu tatmin etmek için.

C- Ama ben yaptığım şeyin aynı zamanda satmasını da isterim. Sırf egomu tatmin etmek için böyle bir şey yapmam. Aynı zamanda dinlenebilir. Eli yüzü düzgünde bir şey olmasını isterim. Tabi ki ileride neler olur bilmiyorum ama bir kaç tane yapmak istediğim şey var onlar gerçekleşirse olabilir.

B- Fanzinler hakkında ne düşünüyorsun?

C- Son dönemde inanılmaz derecede fanzinle karşı karşıyayım. Gerçekten 7’den 70’e herkes fanzin çıkartıyor neredeyse. Ben gene de destek olmak açısından bizim gruba küfür eden, sevmeyen fanzinleri bile bu dükkanda barındırıyorum. Ama şunu da düşünüyorum ki hakikaten çok gereksiz fanzinler var.

B- İlk davulunu ne zaman aldın?

C- Davul çalmaya 87’de başladım desem ben davulu 91’de, 4 yıl sonra filan alabilmiştim. Ondan önce kiralıyorduk, paramız yoktu. Dolapdere’deki çingenelerden kiralıyorduk o dönemde, karşıda otururken ben. Darbukaların monte edildiği çok boktan bir davul vardı. O bile insana büyük keyif veriyordu. Ayrıca o dört yıl sonra aldığım davulda çokta iyi bir davul değildi zaten. Orta halli bir davuldu. İnanmayacaksın belki ama üç sene önce filan istediğim gibi bir davulum oldu. Hatta 2,5 sene önce falan hatta.

B- Hangi grupları dinliyorsun?

C- En çok sevdiğim gruplar 80’lerin. Black Sabbath, grupça sevdiğimiz Judas Priest, eski Metallica, eski Slayer ki bunlar bizim tarzımızı çok etkiledi; eski tarzlarını bu güne kadar sürdüren grupları, heavy metal, power metal ve bunların türevlerini yeniden çalan grupları takip etmeye çalışıyoruz. Zaten bende yaptığım iş nedeni ile bunları izlemek zorundayım.

B- Running Wild dinliyorsun.

C- Ben senin Running Wild’ı ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Tabi ki Running Wild’ı da ilk kurulduğu günden beri takip ediyorum. Bütün albümleri arşivimde var. Ve onunda benim için ayrı bir yeri var.

B- Tek gitarla işi götüren, işte Güven’in programlarına falan çıkan, yıllardan beri bu ortamda olduğu için insanların saygısını kazanmış kişiler hakkında ne düşünüyorsun? Onlarla aynı listeye giriyorsunuz.

C- Türkiye batının çok gerisinde. Hala neredeyse her tarzda müzik yapan grup olmasına rağmen batının çok gerisinde. Türlerine göre ayrım söz konusu değil. Adam dinliyor. Bir tane parçada gitar var diye bu rock diyor. Onlar rock kategorisine alınıyor. O yüzden bu normal. Türkiye’de daha bir çok şey eksik gidiyor. Pek müzik konusunda ilgilendiğimiz filan da söylenemez.

Hazırlayan: Belkıs ATASEVER

00151.jpg (8891 bytes)

Ülkenin birinde ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bir mahkum yıllarca uğraşıp bir tünel kazmayı başarır. Fakat kaçmayı başardıktan hemen sonra cezaevi görevlileri tarafından tünel farkedilir ve kaçan mahkum ile polis arasında amansız bir takip başlar. Tekrar cezaevine döndüğünde bir daha asla çıkamayacağının farkında olan mahkum tüm gücü ile kaçar. Ama polis onu yakalamak üzeredir. Kaçarken bir tren istasyonuna ulaşan mahkum, gördüğü ilk trenin vagonuna atlar ve hemen arkasından polis trene ulaşamadan tren hareket eder, vagonların kapıları kapanır. Bu tren yolculuğu boyunca hiç durmayacak olan bir express yük trenidir. Tren hareket ettikten sonra mahkum içerisinde bulunduğu vagonun bir derin dondurucu vagonu olduğunu anlar. Ve bu yolculuktan sağ çıkmasının da mümkün olmadığının farkındadır.

Tren durupta kapıları açılınca kaçan mahkum girdiği vagonda ölü bulunur. Etrafta intihar edebilecek hiç bir malzeme yoktur. Hatta vagonun derin dondurucusu bile çalışmamaktadır!!!??? 

Home | Nöbetçi Eczane | Cleantone | News | E-Mail | Links

Back | Next