![]() |
![]() |
||||
Önce doğaya
yabancılaşmış insan, sonra kendi türüne ve en son kendisine. Hatta vücuduna bile... Varolan hiçbir yaşama şekli kurtaramamış onu kirlenmişliğinden ve de cenderelerinden... İnsan en zeki canlıdır onun için hakimdir dünyaya; yalan hem de kuyruklu yalan!.. İnsan doğadaki en aşağılık canlıdır işte onun için hakimdir dünyaya!!! Bir gün bunu anlayanlar dökülmüşler meydanlara, meydanlarsa hep kanla sulanmış! Hep yazıp çizenler olmuş, yazılanların arkasından yürüyenler; ve yine kanla sulanmış meydanlar!.. Ve sonra Nietzche metafiziğe son vermiş bir kere okkalı bir küfürle... Ben ne diyorum biliyor musunuz? Herkesin dediğinin tersini diyorum. Her türlü değeri ve kurumu yadsıyorum... Ama en çok insanların tüm varlıkları boyunca oluşturdukları yaşama düzenini ve onların alternatiflerini... İnsanlar, insanlıklarını gömmüşler bir kere, o hayat dedikleri şeye; her şey o kadar kötü kokuyor ki; o kadar yabancılaşmışlar ki kendilerine... Tüm bunların karşısında ben sadece doğa diyorum; bir gün çok kızacak, hem de çok!!! |
|||||
|
|||||
Kimin acınacak hali var ki, bana acıyorsun? Güneşin önünde çıplak
durmaya kaç kez kandırdın ki kendini? Yada yabancılaşmadan ne kadar sıyırabildin ki
benliğini, bana acıma hakkını elde ediyorsun?!.. Ve bana klişeleşmiş o paslı
gözlerle bakıyorsun!.. Hiçbir şey bilmiyorsun... Bir akarsu yanında durup ta kaç kez
temizledin ki ruhunu? Yada bir baca temizliği ile ne kadar arınabildin ki
kirlenmişliğinden; çarkların sana verdiği gözlükleri nasılda hemen takıverdin?!!
Süzgeçlerin kevgire dönmüş senin; asıl ben sana acıyorum, asıl ben sana insan!!! Güneşin önünde çıplak durmaya, yüreğimin dili kandırdı beni! Ve o donuk tebessümü ararken sıyrıldım, yabancılaşma denilen iğrençlikten! Sayamayacağım kadar çoktu, ruhumu temizlemeye çalıştığım zamanlar; pislikten. Ve ben süzgeçlerimi daraltırken arındım kirlenmişliğimden! Güneşin önünde çırılçıplağım şimdi; asıl ben sana acıyorum, asıl ben sana insan!!!!
|