Nöbetçi Eczane Deprem Nöbetçi Eczane
özel

Bittiği zaman meşhur olan şehirler...

17 Ağustos 1999

Saat 03:02

17 Ağustos 1999, Saat  03:02

Artık söylenmiş olan bir çok şeyi söylemek gereksiz yada tam tersine şimdi daha fazla şey söylemek lazım. 17 Ağustos sabah saat 03:02 de deprem denen felaket kapımızı çaldı. Buna hazırlıksız olan binalar altlarında nice umutları, yaşamları da bırakarak üzerilerine kapandı. Onbinlerce insan için bu ağustos sabahı yaşamının son dakikası oldu yada zamanında ulaşamayan yardımar yüzünden   depreme yenilmeyen insanların çığlıklar atarak ölüme gidişiydi. Ama yalanlar durmadı hep devam etti belki de hep devam edecek yaşamını yitiren onbinlerce insan, çaresiz bir şekilde canını kurtarmanın sevinici ile oturan yüzbinler.. Kimisi kendi yaşamını yitirdi, kimisi en yakınlarını hatta canlarından çok sevdikleri çocuklarını kucaklarında ölüme uğurladılar enkazın altında. Çığlıklar geldi yıkılan binaların altından hatta telefonlar bile geldi. Bazıları bulunduklarını gördüklerinde dışarı çıkartılırken yada "yardım edin birisi var burada. Canlı var!" diye bağırıp yardım aranırken öldü. Hiçbir yürek dayanamaz bu acıya. Hiç kimsenin gücü yetmez bunu kaldırmaya. Çaresizlik öyle bir geldiki o zaman, insanların gözlerinde ki ifade donuklaştı. Sadece bakıyorlardı, öylece bakıyorlardı. Nereye ve neden baktıklarını bilmeden. Bazıları neden yaşadığını bile anlayamadan bakıyorlardı. O gün Türkiye' nin en zegin ili sayılan Kocaeli'de tamamen yaşam ve iletişim durdu. Kimse ne olduğunu neler olacağını bilmiyordu. Zaten hiç bir şey de olmadı. Yardımlarda giderek azaldı ve ortaya hayalet şehirler çıktı, kendi imkanları ile bir şehrin ölüsünü toplamaya çalışan hayaletler ve geceleri burası güvenli diye askerlerin çaldıkları düdük sesleri...

Webmaster Notice: Deprem sırasında bende Kocaeli-Gölcük'te idim ve saat 03:02 yi göstermeden önce bu derginin 17 Ağustos tarihli son update ini yaptım. Ama cehennemden sağlam çıktım ama 23 senedir bulunduğum şehir olan Gölcük'ü sabah sokaklarda dolaşırken tanımak mümkün olmadı. Bende kimler yaşıyor diye aradım. Tanıdıklarıma eskiden oturduğum yerlere bakmaya çalıştım ama burası öyle bir karışmıştı ki. Sokaklar yok olmuştu, evler oyun kağıtlarını karıştırırcasına birbiri üzerine kapanmış yüreyecek değil yaşayacak alan kalmamıştı. Ve bende ekmek ve su bulabilmek için bir yerler aramaya dostlarımı bulmaya çalıştım. O sabahın karanlığı dışarı çıktıktan sonra binaların yıkıntıları arasından çıkan toz bulutunun dağılmasıyla ortaya çıkan binlerce yıldız tarafından aydınlandı. Ama 2 gün boyunca binaların altından gelen sesler insanların aklında dağılmayacak bir karanlık olarak hep kalacak.

Olayın boyutunun korkunçluğunu anlamak için T.V. den izlenen, radyodan dinlen veya gazetelerden okunanalar yetmez. Buraları görmeyen kimse bunu anlayamaz. Ölü sayısı çok fazla gerçekten açıklanan rakamlar çok aşağılarda kalıyor. Bunlardan birisi de benim dostlarım arasından Uludağ Üniversitesi Ziraat Mühendisliği son sınıf öğrencisi TOROS! O artık aramızda değil bende kalan anılarımızdan başka birde telefon numarası var o da 0532 7650848.

"Bazı kuşların pençeleri yoktur. Ömür boyu uçmaya mahkumdurlar. Kocaman kanatları mavi ve saydamdır. Şahinler onları göremez. Yaşamlarında ancak bir kez toprağa değerler. O da öldükleri zaman."

Tennessee WILLIAMS - The Fugitive Kind

Bu dayanılacak gibi olmayan acı olayda hayatını kaybeden onbinlerce insan rahat uyuyun. Yalnız kalanlar geri dönemeyecek olan sevdiklerinizin yerini hiç bir şey alamaz, yıllarca çalıştığınız emekler bir daha çok zor yerine gelicek. ( 45 sene çalıştım 45 saniyede yok oldu diyenler gibi ) Ama yaşam devam ediyor her şeye rağmen.

Sevgili Toros bizi bırakıp gittin onbinlerle birlikte umarım orada rahatsındır.

+ Nöbetçi Eczane Webmaster +  

Yeniliğe Doğru

Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Mevlâna

 

Söylenebilecek yada söylenmesi gereken çok fazla söz yapılması gereken çok fazla iş var! Ve şu an bunları yapabilecek olmam imkansızdan biraz daha az bir ihtimal. Şu an bu sayfayı sizlere okutabiliyor isem bile bu çok zor gerçekleşen bir olay ama en kısa zamanda Nöbetçi Eczane çok fazla şey söyleyecek. Ama artık benim de kendime diğer depremzedeler gibi yaşayabilecek bir yer bulmam gerekli. Ve artık okul zamanı hafta sonları geldiğim, yaşamımın çok büyük bir kısmını içine alan şehir Gölcük yok!

Tıpkı ressamlar gibi öldüğü zaman meşhur olan bir yer oldu Gölcük. Ve Deprem İçin hazırlamaya başladığımız özel sayfaya home bölümünden ulaşabilirsiniz.

Bu konuda söylemek istediklerinizi bize gönderin. Çünkü Nöbetçi Eczane sayfaları artık bu olayıda hiç unutturmamak için sorumlularına sürekli olarak bağıracak. Ve artık burada da nöbet tutacak. Sizlerde bu nöbeti tutun ve tutturun.

+ Nöbetçi Eczane Webmaster + 

Evet artık başlama zamanı gelmek üzere... Ama deprem öylesine büyük bir darbe vurdu ki bizlerde bundan direk olarak etkilendik. Ama hala yaşıyorsak ve bizlerde birşeyler yapıyorsak bunları yazacağız. Ancak toparlanabiliyoruz fakat anlatacaklarımız burada hayal, yalan veya uydurma değil. Burada anlatacaklarımız gerçekler ve yaşanan olaylar...

17 Ağustos gerçekler ve yaşanan olaylar...

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Sıra Nerede ???

+ Nöbetçi Eczane Webmaster +

P.S. Çok yakında deprem bölgesinden çekilen fotoğrafları yayımlamaya başlayacağız. Tabi ki ulaşabilirsek. Gönüllü olarak çalışan arkadaşlar anlatacak...

Home | Nöbetçi Eczane | Nöbetçi Eczane - II | Cleantone | News | E-Mail | Links