AŞK
ÇOK EFLATUN BİR
ŞEYDİR
Saçlarım!
fark etmedin mi ... Dün akşam rüyamda kestiler .Tarlabaşı’yla
Paris’in her hangi bir sokağının karıştığı bir gece
karanlıkta bulvar boyunca koştum .birine bakıyordum .sonra köşe
başında karşılaştık. Uyanmadım .aceleyle yürümeye başladık
.saçlarımı görmüyor musun?boş ver iyisin. iyi değilim hayır!kestiler
...yarın sabah ben bu saçla uyanamam .bu rüya bitse de
inanamam. susmam,susarsam bir hata daha ...dinliyor musun!saçlarım
uzamadan gözümü açmam!....
Son günlerde
hiç kimse rolünü oynayarak çıkıyorum sokağa .otobüste
trende alışverişte sinemada hep bu rolü oynuyorum .belki de
dünyanın en zor işi bu bana .kendimi çoğu zaman
konsantreden uzaklaşıp aptal ben’ e kaymış,karşımda
gazete okuyan adamın ayakkabılarına gözlerimi yapıştırmış
buluyor,ilk durakta trenden iniyorum.
Aşk
çok büyülü bir şeydir ...
Yapacak
hiçbir şey düşünemiyor, avcumun içini seyrediyorum .ciddi
olarak manic street preachers dinliyor,senin ne düşüneceğini
düşünüyorum .rüyamda tanıştığım birimisin yoksa tanışıp
rüyamda gördüğüm biri mi .tembelsin .senin bütün kafanı
ve gününü karıştırıp bozmak istiyorum .düşüncelerim
aranoid bir trip olabilir. aslında hümanist ve kendinden
memnun biriyim. rüyamda Tarzan oldum .belki komik ,ama ormana
gitmem USA’ya gitmemden daha iyi.
Peki
şimdi ne olacak sevgilim?
Ben
karamsar biri değilim,yorgunum .ölü gibi yorgunum .ben tek değilim
dünyada hoşuna giden biliyorum .sen hastasın bebek, saklıyorsun.
bindiğin çok acemi bisikletin sepetinde bir yumurtayım.
hassasım. içim pır pır ediyor .kırılsam farkına bile
varmaz,umursamazsın. bunu nasıl yaparsın-deli olmadan!büyülü
kır çiçeği .solduğunda koparanın elinde ızdırap olacaksın
... eğilip
öpmeye gelirim seni ,sonra çeker giderim .birden benim olduğunu
düşlerim .Mahcup olur utanır,hastalanırım o gün. Bir akşam
için çürür,seni arar bulamam .içimle çürük bir pişmanlık
yer değiştirir. sana tek bir soru bile soramam .beni sev ama
bana söyleme.
Beni
sev ama bana söyleme ...
Sis
bastı mahalleyi. senden sakladığım çok şeyim var .tırnaklarımı
koyu laciverde boyadım bu akşam .sokağa çıktım. kırmızı
ışıklarda geçtim . büyükçe bir bayat ekmekle eve geri döndüm.
Sekiz bin beş yüz pound’ a ikinci el bir jaguar satılıktı.
çamaşırhanenin alarmı ötüyordu. çocuklar kaçışıyordu.
bir yıl daha bitiyordu. çalar saati çarşafa dolanmış
buluyorum her sabah .çarşafım öterek uyanıyorum . çünkü
her gece onunla uyuyorum. yine kirli çamaşırlarım birikti.
sana almak istediğim bir gece lambası var. pahalı. bu sefer
beş gün çamaşır yıkamam lazım.
Bütün
cinlerimi tatile yolladım .tırnaklarımı kesip sessizce ağladım.
hastalığım iyileşiyor. sana söylememiştim ama hastayım
.libidom sapasağlam duruyor. artık intiharı düşünmez oldum
.bir Gaultier bluzum,bir de siyah saplı hançerim olsun
istiyorum. boş bakışlar yapıştırdığım boş filmlerle
karanlık odaya giriyorum.
Ona
telefon açıp iki saat,senin hakkında konuştum. bir gece
gelmiştin .... ne olduğunu sormuştum .... hiç dedim ... beni kendi
üstüne çekip göğsüne bastırdın .öyle durduk .yirmi
dakika . hiç konuşmadın ... uykudan önce dolaşık saçlarımı
,parmaklarını tarak gibi kullanarak taradın ve sonunda
hepsini açtın .hasta olduğumu düşünüyordun .... haklıydın
...
Seninle
hiç dalga geçmedim. açelya saksıları duruyordu balkonda
.ben kırmızı pantolonumla oturuyordum. çok önceydi .seni
tanımıyordum. nina ricci kullanıyor,çok hızlı araba sürüyordum.
o, açelyalı balkonda yaşıyordu. bense başka bir kutuda ona
aşık oluyordum .beni düş dünyasına aldı ve çekip gitti.
kollarım bağlı oturdum. sustum. sigara içtim. yeni yıl
geldi .yeni yıla girerken eğlendik ve ben çok güldüm.
arabaya atlayıp sokaktan pasta ve çiçekler satın aldım. şampanya,hediyeler
.... unutuyordum ... eskisi
gibi olmayacak hiç-bir-şey
Aşk çok
hüzünlü bir şeydir
Bütünüyle-beni
bütünüyle al ...
Senden
etkilenişim;gece kulüplerinde sabaha kadar duvar diplerinde
oturuşum,otobüs bekleyemediğim duraklar,akşamleyin yere inen
gök,sabrımın deli sonsuzluğu belkemiğimin paslanmaz
demirden oluşu ve piyano tuşlarındaki sihirle ilgili.
Lacivert
perdelerde kabaran okyanusa tek başıma,güneş büyüyerek batıyorken
gidip de suya girişim,tepelerden ılık esen düş yeli,eskiden
içimi oyalayan tuzuyla ilgili. eminim ki iklimle,suyla,çocukken
ağladığım avlular,hayal kırıklıklarım,sinemalar,içtiğim
ilaç,uyuduğum uykular lada ilgili.
Seni
tanımayışım bilmeyişim,suyun dibinde her öpüştüğüm gümüş
simli balık gibi suskun oluşun ama masum,o can yakan gülümseyişinle
ilgili.
Avcumun
içindeki Jüpiter tepesinden çatallaşarak doğan,sonra bir
dere gibi uzanan kalp hattımla ve yer yüzündeki sayısız
elin ,sayısız Venüs ve Jüpiterin düş evimde eflatun bir
sihire bulanmasıyla ilgili.
LOLA |